Arayis


101023
Arayış
Buraya gelin dağılmayın, kelimeleri tutamıyorum kelimeleri bir araya getiremiyorum dağılıyorlar kendi aralarında konuşuyorlar gömleklerini pantolonlarının içine sokmuyorlar uslu uslu oturmuyorlar oradan oraya koşuşturuyorlar, nizam intizam sağlayamıyorum. Bir telaş kaplıyor dört bir yanı, kelimelerin peşinden koşuyorum yetişemiyorum arka sokaklarda barikatlar kuruluyor çatışmalar devam ediyor asayiş zeus-getireleşirken ben de seferberlik ilan ediyorum. Düşüncelerimi toplayamıyorum, düşüncelerim toplanamadan bölünüyorlar matematikçileri kızdırıyorlar – olmaz öyle şey efendim ne büyük saygısızlık – hislerim birbirine giriyor aşure iyi bir şeydir ama eğer yiyecekseniz.
Sürekli konuyu değiştiriyorum çünkü başka hiçbir şeyi değiştiremiyorum hislerimi bile oysa ne büyük beklentilerle başlamıştım yazıya, hissettiklerimi yazacaktım insanlar beni her zamankinden birazcık daha fazla anlayacaklardı anladıkça acıyacaklardı acıdıkça ilgi göstereceklerdi ve devamı öğrenciye ödev olarak bırakılacaktı, ama ben daha ne hissettiğimi yazmak bir kenara ne hissettiğime dair dahi yazamıyordum. Düşüncelerimin örgütsüzlüğü Kadıköy dolmuşlarına benziyordu müthiş bir düzensizlik vardı ama bu düzensizlik işlerin yürümesine ve nihayetinde para kazanmaya engel olmuyordu.
Düşüncelerimi kenara koy – oraya koyma pisletir yatağın üstünü dur hah şuraya bak masanın üzerindeki gazetenin üstüne koy – konuyu dahi teyelleyemiyordum yazıma oysa tam da tersi olmalıydı kendimi öyle güzel ifade etmeliydim ki okuyanların nefesi kesilmeliydi kesilen nefeslerine yama yapalım diye benimle sohbet etmelilerdi benimle haşır neşir olmalılardı merak etmelilerdi. Bense derin bir boşluktan cümleler çıkardıkça insanlar haklı olarak öncelikle derinliği değil boşluğu fark ediyorlardı.
Hislerim beni boykot ediyor bazen bir yaaslındabaşkabirişimçıktı dünyanın en büyük meselesi haline geliyor ama hemen ertesi dakikada hayatın en doğal parçası gibi görünüyor ne hissedeceğimi bilemiyorum bir an sonrasında ise içim özlemle dolar gibi olurken aniden yine ortalık birbirine giriyor hayatıma benden başka herkes giriyor çıkıyor hislerim yol geçen hanına dönüyor düşüncelerim müşterilere yetişeceğiz diye beni unutuyorlar kimse rakımı bile doldurmuyor her şey karışıyor herkes bana karışıyor hiçbir düşüncenin etkisi altına giremiyorum hiçbir düşünce beni etkilemeye değer bulmuyor birçok düşünce zaten beni hiç bulamıyor, derken tüm hayatım etrafımda çember oluşturup kahkahalarla gülüyor benimle alay ediyor düşüncelerim başıma üşüşüyorlar ortalık hareketleniyor hareket bereketli olmuyor sesler üst üste biniyor basit fizik kuralları gereği absürd bir sessizlik oluşuyor ve ben anca sessizliği fark edebiliyorum.
Hiçbir şey değişmiyor değişmedikçe yok oluyor arayışın kendisi niteliksizleşiyor ve sadece bir metnin ismine dönüşüyor ve metin isimleri gerçekte ancak varlık taklidi yapabilirler, her yöne hareketlilikler birbirini götürüyor elde sıfır kalıyor durağanlık kurallaşıyor kelimeler düşüncelerime düşüncelerim kelimelere çamur atıyor iz kalıyor izi kimse silmiyor ortalığı bok götürüyor ve kusursuz bir utanmazlıkla buna metin adı veriliyor.

2 comments:

  1. Bir onceki yazini muhtesem bulmus olsam ve yuzde doksan katiliyor olsam da,bu yazini tek geciyorum. cok begendim...soylemek istedim sadece..

    p.s. yuzde doksandan arta kalan hukuka olan inancsizligin. benim icimde az biraz naiflik oldugu icin , belki hala icinde bir nebze birseyler kalmistir hukukun diye umuyorum ama iste...kendim bile kendi dedigime inanir miyim bilmiyorum.

    ReplyDelete
  2. :)
    Teşekkür ederim..
    Birçoğumuzun, en devrimci sosyalistlerin bile hukuka inancı var..dı.... Tam da bu bağlamda Ergenekon,KCK,Devrimci Karargah hikayeleri birleşiyor ve kafamıza kafamıza vuruyorlar. :) Fark etme zamanımız geldi diye düşünüyorum. (Bak ben de daha tam fark edemedim, hala Danıştay bir yürütmeyi durdurduğunda kendimi biraz iyi hissediyorum. :) Bundan vazgeçmek lazım..:)

    ReplyDelete