90131
Kapi caldi. Kadin, oturmakta oldugu koltuktan kalkti, icindeki tedirginligi bastirarak kapiya dogru yurudu. Kapi acildi. Adam iceriye girdi. Buzdolabi acildi. Icinden bir votka sisesi cikti. Iki bardak, bire iki oranla votka limonla doldu. Adam koltuga oturdu. Kadin halinin uzerine oturdu. Odadan miriltilar geldi. Sesler, yukseldikce duyulur oldular, ama hicbir zaman anlasilir olmadilar. Bir bardak kirildi. Hickiriklar duyuldu. Sonra sessizlik. Insanin, bir tek canli sesi icin omrunden yillar verebilecegi anlar vardir. Sessizlik surdu. Esya, ses hic var olmamis gibi davrandi. Ses yoktu degil. Sessizlik vardi, oyle cok vardi ki ses icin yer kalmiyordu. Sonra, her seyin oldugu gibi, sessizligin de sonu geldi. Kanepenin gicirtilari duyulur hale geldi. Su, akmaya basladi. Hicbir canli sesi yoktu. Yaylar birbiriyle sevisirlerken ciglik atiyorlardi sanki. Cigliklar yukseldi. Metalin tutkusu tum evi sardi. Cigliklar yukseldi. Sonra, her seyin oldugu gibi, metalin sevismesinin de sonu geldi. Esya, tatmin olmus bir sekilde, yerini canli seslerine birakti. Hiriltilari fisiltilar izledi. Simdiye kadar olanlardan daha anlasilir olmayan konusmalarin ugultusu duyuldu. Ses yasami ispat etti. Adam kanepeden kalkti, yurudu, elektrikli sobayi calistirdi, yurudu, kanepeye oturdu. Esya evden tasti, kadinla adami kusatti. Adam mucadele etti ve kazandi. Kadin ciddiye almadi ve kazandi. Esya geri cekildi. Konusma evi isgal etti. Sonra, her seyin oldugu gibi, konusmanin da sonu geldi. Adam ayaga kalkti. Kapi acildi. Adam disari cikti. Kapi kapandi. Kadin koltuga oturdu. Su, durdu. Banyo kapisi acildi. Disari ciktim, ona sarildim, uyuyakaldik.
No comments:
Post a Comment