Nothing philosophical about it / Felsefe etme yeter.

Nothing philosophical about it / Felsefe etme yeter
100422

Birinci musluk, boş olan havuzu yaklaşık 25 yılda doldurabilmektedir. Havuzun altında yer alan milyonlarca musluktan her biri, dolu havuzu birkaç dakikada boşaltabilmektedir. Bu durumda, havuz yarısı boş halde iken tüm muslukların açılması halinde havuzun tamamen dolması için gereken süreyi hesaplayınız.

Hesaplayamazsanız, buradan buyrunuz:

Garp kurnazlığıyla,1 dürüstlüğü alt edemezsiniz. Dürüstlükle ise hiçbir halt edemezsiniz.
Her iki durumda da, nabzı penislemeden şerbet verdiğiniz için çuvallarsınız. Nabza göre vereceğiniz şerbet ise genetiği değiştirilmiş ürün içerdiği için sağlığa zararlıdır.


İster sarhoş, ister ayık olun; herhangi bir ortamda herhangi bir şekilde herhangi bir kimseye içinizi dökmek tehlikelidir. Çünkü kamusal alanlara çöp dökmek yasaktır. Üzerinizdeki suçu kimseye atamazsınız, kendinize bile. Çünkü suç, yalnızca işlenmekle kalmaz; işlenmiş biçimde satılır, kiralanır, ve dolayısıyla çalınır, gasp edilir, tüketilir.

Kelime oyunu yapmak yasaktır, çünkü kelimeyle şaka olmaz, kelimeyi şeytan doldurur. Doğrudur: kelimeyi siz boşalttıkça şeytan doldurur, siz doldurdukça şeytan boşaltır. Dolayısıyla, tüm konuşma eylemi özünde bir Rus ruletidir; üstelik kaç kurşunla başladığınızı dahi bilmediğiniz bir Rus ruleti...

Yukarıdaki cümlelerin tamamının ispatı şu gerçekte gizlidir: Samimi ve hedefsiz bir nefretle yazılmış bu satırlar, bir kişiyi olsun kiriş geçmeyi başaramamış, edebi ve edepsiz bir zihin jimnastiği olarak okunmaktadır. Oysa ne yazar ne de okuyucuların zihinlerinin obezite sorunu yoktur.


1Garp kurnazlığı, karşınızdakinin aklına gelmeyecek son derece zarif bir manevrayla mevzi kazanmaktır. Şark kurnazlığı ise, karşınızdakinin kolayca aklına gelebilecek ama yine de onu çaresiz bırakacak bir hamleyle rakibinizi kündeye getirmektir.

Itiraz ediyorum.

İtiraz ediyorum.

100419


Kendini anlatmaya çok yaklaştığını hissettiğin bir anda, karşındakinin seni anlamaya ne kadar uzak olduğunu keşfetmek. İçinde bir daralma ve midende bir sancıyla duraksamak. Duraksadığını belli etmemek için konuşmaya devam etmenin çoğalttığı mide sancısından kıvranmak.


Çünkü anlam yalnızca bir metafordur, yalnızlığı ifade etmek için kullanılan.


Konuşmanın, bakışmanın, dinlemenin, dokunmanın tüm niteliğini yitirdiği bir anda, tüm hevesi kursağında gemici düğümü olmuş bir halde ağzını, gözlerini, kulaklarını ve tenini kapatmak dış dünyaya. Bugüne kadarki tüm iletişiminin tamamen tesadüfi bir kesişimler silsilesi olduğunu düşünmeye başlayacak kadar umutsuzluğa kapıldığın ve bu sebeple bağırıp çağırmaya can attığın sırada, uslu uslu oturmaya mahkum olduğunu fark etmek.


Çünkü umut yalnızca bir metafordur, başarısızlığı ifade etmek için kullanılan.


Her şeyin çok yanlış olduğunu, bütün bu olan bitenin baştan sonra yanlış olduğunu kendine yeniden hatırlattığın; davranışlarının ve sözlerinin sonuçlarına dair fikir yürütmüş olduğun için kendinden iğrendiğin; insanların seni anlamak için özel çaba göstermesini beklemiş olduğun -hem de yeniden, iflah olmamışcasına, göz göre göre beklemiş olduğun- için kendini hayal kırıklığına uğrattığın o anı yeniden yaşamak. Her yaşayışında, daha önceki tıpkısının aynısı deneyimlerini (her seferinde bir fazla olacak şekilde) hatırlamak. Her hatırlayışında, ne kadar az şeyin değişmiş olduğuna şaşırmak. Her şaşırışında, hala buna şaşırabilişine kızmak.


Çünkü sorgulama yalnızca bir metafordur, değişmezliği ifade etmek için kullanılan.


(Acaba bu yazı kimseye hitap ediyor mu, kimseye temas ediyor mu..... Tutarlı kalmak için öyle olmadığını düşünmeli, ama tutarlı kalmalı mı ki?)